Uçlarda savrulmaya son derece müsait bir enerji var gökyüzünde.
İçimiz “tüm ihtişamımla ben buradayım” diye bağırırken, alkışa daha çok ihtiyaç duyarken, bir şekilde reddediliyormuş hissettiğimiz günlerdeyiz.
Hepimizi engelleyen, durduran konular sanki artmış gibi .Belki hak ettiğimiz karşılığı alamadığımızı, belki de içten içe hak etmediğimizi düşünüyor olabiliriz.
Aslında bu gergin enerjilerin bir sebebi var. Gönlümüzde kullanmadığımız kaslarımızı fark edelim ve kullanalım istiyor gökyüzü. Tam da Güneş Sirius’a yaklaşırken gurura, kibire, onay ihtiyacına takılma zamanı değil. Kendimiz için en hayırlı olanı dileyelim. Neyin hayırlı olduğunu bilemeyiz. Bilseydik zaten böyle hissetmezdik.
Ancak biz iyi olursak bütünün iyiliğine katkımız olur. İyi olmak da sadece ve sadece kendimiz olabilmek. Dışarısı karardıkça içerdeki ışığı görmek daha kolay olur.
İsyan etmeden, yel değirmenleriyle savaşmadan sadece kendimizi duymaya çalışalım. Özellikle de şu 3-4 gün boyunca. Bence denemeye değer, sizce?
Sevgilerimle,
Aslıhan Doktoroğlu